Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı şöyle tanımlıyor: ‘Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.’ Zaman geçtikçe, hem kendimiz, hem yakınlarımız yaş aldıkça ve mesleki deneyimimiz arttıkça, hekimler olarak, biz de bu tanımın ağırlığı ve önemini daha iyi anlıyoruz. Bu nedenle her bir organımız, her bir hücremiz ve insan olarak sorumlu olduğumuz tüm varlığımızın sağlığını korumamız, güzel bir hayat yaşamamız için önemli.

Her an aklımızda olması gereken, ancak çoğu zaman ihmal ettiğimiz sağlığımızı korumak için hatırlatma ve vurgulama zamanlarında biri  de içinde bulunduğumuz 12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası’. Bana göre instagram’da gördüğümüz postları, hatırlatma seminerlerini o an için ‘Aaa kalp haftasıymış…’ demekten çok, hayatımızı daha güzel ve sağlıklı hale getirmek için ne yapabiliriz diye düşünmemiz lazım. Bu hiçbir hekimin, derneğin, kurumun bizlerin istemediğiniz sürece gerçekleştirebileceği bir durum değil. Bu nedenle, korkularımızı yenip, diğer organlarda da olduğu gibi kalp ve damar sağlığı için de  ‘bundan sonra varolan hastalığım ile daha güzel nasıl yaşarım; hastalanmamak için ne gibi önlemler almalıyım’ bilincine ulaşmak için biraz çabalamamız lazım.

Atacağınız her olumlu adım; kan basıncında düşüş, kolesterolünüzde hafif düzelme, beslenmenizde ufak değişiklikler, kilonuzu dengelemek, ilaçlarınız ile barışıp ihmal etmemek, kısa süre bile olsa yürümeye başlamak, hayatınız için zaman içinde şu anda tahmin edemeyeceğiniz bir katkı olarak dönecektir.

Demek ki, bahanelere sığınmak yerine kalp sağlığınız için sağlıklı yaşama yönelik değişiklikler yapmanın zamanını beklememek gerekiyor. Çünkü yaşadığınız her an doğru zaman